Mortgage Blog
Türkiye'de Kentsel Dönüşüm Uygulamaları
Kentsel dönüşümün temel sebebi; çarpık kentleşmeye bağlı olarak ortaya çıkan bozulmuş şehir düzeni, artan nüfus ve en önemlisi doğal afetler sonucu oluşabilecek risklerdir. Kentsel dönüşüm kapsamındaki projeler, ömrünü tamamlamış yapıların yerine, depreme dayanıklı ve altyapısı güçlü modern binaların inşa edilmesini kapsamaktadır.
Kentsel dönüşüm, "riskli binalar" ve "riskli alanlar" değerlendirilerek bunların projelendirilmesi gerektiğinin her fırsatta altı çiziliyor olsa da, Türkiye"de kentsel dönüşüm gerektiği gibi ilerliyor mu? Aslında kentsel dönüşümün ülkemizde bir sistem içinde ve ada bazlı ele alınmadığı sık sık gündeme gelmektedir. Dönüşüm uygulamaları bina bazında değil, ada bazında değerlendirilmelidir. Böylelikle kent bütünlüğü ve estetiği göz önünde bulundurularak; daha geniş yeşil alanlar, sokaklar ve yaşam alanları sunan kentler oluşur. Ayrıca büyük adalarda ortaya çıkarılacak projeler, kentsel dönüşümün sürecini de hızlandırmış olur. Bu yüzden kentsel dönüşüm sadece gayrimenkule odaklanmamalı, toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı da konunun içinde değerlendirilerek hareket edilmelidir. Dönüşüm süreciyle yapılandırılmaya başlanılan mekanların, kentin ruhuna ve kültürüne yakın unsurlar içermesi de bir diğer öenmli konudur. İlk kez Ankara"da uygulanan Kentsel Dönüşüm Projeleri, gecekondu alanlarında, sanayi alanlarının kent merkezlerini terk etmesi sonucu oluşan boş alanlarda,olası bir doğal afette zarar görebileceği öngörülme şartı ileuygulanmıştır. Kentsel koruma, iyileştirme, yenileme, yeniden canlandırma ve soylulaştırma yöntemleri kullanılarak uygulanan kentsel dönüşüm uygulamalarında; İstanbul, İzmir ve Bursa, söz konusu yöntemler ile kentsel dönüşüm çalışmalarını gördüğümüz diğer şehirler olarak karşımıza çıkıyor.
İlk adım çalışmaları, yasadışı konut bölgelerinin yeniden yapılandırılması üzerine odaklanırken, ikincil çalışmalar, 1999 Marmara Depremi sonrası Türkiye"nin kentsel dönüşüm gündeminin mevzuat değişiklikleri eşliğinde afet riski altındaki kentsel yerleşmeleri organize etmektedir. 2011 yılında yaşanan Van Depremi"nden sonra, kentsel dönüşüm konusunda hukuki sorunların çözümü için farklı isimler altında yasalar düzenlenmiştir. Uygulamanın son çalışmaları olarak değerlendirebileceğimiz 2011 yılı sonrası Kentsel Dönüşüm Projeleri ile yaşadığımız çevrede sık sık karşılaşmaktayız.
Sonuç olarak zaman içinde evrimleşen yasalar ve çözüm odaklı anlayış ile birlikte kentlerin düzenini bozmayan, kentlere uyumlu yaşam alanları sunan kentsel dönüşümuygulamaları için belediyelere ve müteahhitlere büyük görevler düşmektedir.